{ "title": "Yulaf Kepeği Diyeti", "image": "https://www.yulaf.gen.tr/images/yulaf-kepegi-diyeti.jpg", "date": "21.01.2024 03:15:38", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "
Yulaf Kepeği Diyeti, Yulaf kepeği Türk mutfağında oldukça fazla kullanılan bir besin olmadığı için çok bilinmemektedir. Fakat bu yazının ardından fikirleriniz farklılaşacak ve yulaf kepeği, alışveriş listenizin en başında yerini alacaktır. Yulaf kepeği, yaklaşık 25 değişik çeşidi bulunan ve ülkemizde de üretilen yulaf yakın vakte kadar hayvan yemi şeklinde kullanılmaktaydı. Dünya sağlık örgütü, yulafta bulunan proteinin süt, et, yumurta kadar önemli ve soya fasulyesindeki bulunan protein ile aynı olduğunu bildirmektedir.

Yulaf kepeği ise yulaf tanesini saran kabuk bölgesidir. Yulafın öğütülmüş şekli değildir, buğday kepeğinden de oldukça değişiktir. Yulaf kepeğinin kullanılmasının sebebi, kilo vermek, formunu muhafaza etmek ve sağlıklı bir şekilde kalmak isteyenler için doğanın bir armağanıdır. Yulaf kepeği, diğer tahıl ürünlerine göre daha çok suda çözünebilir lif bulundurur. Besin değeri açısından incelediğimizde ise demir, manganez, çinko gibi mineraller, E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folat ve diğer B grubu vitaminlerini bulundurmaktadır. Yulaf kepeği, vücut için oldukça önemli bir antioksidan olan selenyum bakımından da önemli bir kaynaktır.

Yulaf kepeğinin yararları, yulafın tamamını incelediğimizde, protein, lif, demir ve vitamin içeriğinin büyük bir kısmının kabuğunda bulunduğunu görüyoruz. Yani yulaf kepeği ile, yulaftan almak istediklerimizin çoğunu alırken karbonhidrat ve yağ miktarını azaltmış oluruz. Yulaf kepeği çok miktarda suyu emer ve şişer. Böylece, midede yer kaplar ve meydana gelen yapışkan ile jel kıvamı ile tokluk hissi oluşturur. Kan şekerini düzenler. Yulaf kepeğin de bulunan lifler ile midede meydana gelen jel kıvamındaki yapı, karbonhidratların emlimini yavaşlatır, azaltır. Bu şekilde kan şekeri hızlı bir şekilde yükselmez, aşırı bir şekilde insülin salınımı meydana gelmez ve daha uzun zaman tokluk hissi oluşturur. Özellikle glisemik indeksi çok yani, kan şekerini hızlı ve fazla yükselten besinlerle beraber tüketilmesiyle, çok insülin salınımı ve insülin direncinin önüne geçilebilir.

Sindirim sistemini çalıştırır. Yulaf kepeğinin bulundurduğu lifler bağırsakta emilmez. Yeterli oranda su ile tüketildiğinde, bol oranda su tutan lifler, dışkının biçimini, kıvamını ve dışkılama sayısını düzenler. Kabızlık, hemoroid ve bağırsak tembelliği gibi bağırsak akışkanlığı ile ilgili hastalıklarının önüne geçer. Ayrıca lifli beslenmenin bağırsak kanseri olasılığını düşürdüğü de gösterilmiştir. Kolesterolü düşürür. Yulaf kepeğin de yer alan betaglukanın kan kolesterolü üstünde olumlu etkileri bulunmaktadır.

Karaciğerde kolesterolden yapılan, yağ emilimini sağlayan, safra asitleri, safra kesesinde depolanır ve ince bağırsağa atılır. Bağırsak bakterileri tarafından suda erir forma dönüştürülür ve ince bağırsağın son olan bölümünde bir bölümü geri emilir (Deoksikolik asit), bir bölümü de dışkı vasıtası ile atılır (Litokolik asit). Midede jel kıvamına gelen yulaf kepeği, safra asidini bağlar ve bunların geri emilimini ve işlevlerini düşürür. Böylece yağ ve kolesterol emilimi azalmış olur.

Düzenli bir şekilde yulaf kepeği kullanımı ile LDL (Kötü huylu, lanetli) kolesterolde %10'a kadar düşüş oluşmakta ve kalp damar hastalığı olasılığı da azalma sağlanmaktadır. Yulaf kepeğini ne kadar yenme oranı, olumlu etkilerin oluşması için günlük olarak 30 ile 50 gram arası lif alımı önerilmektedir. Çok tüketildiği zaman bazı vitaminlerin emilimi azalabilir. Günlük olarak 2 yemek kaşığı kadar yulaf kepeğinin uygun bir oran olduğunu söyleyebiliriz. Yulaf kepeğini yeme şekli, yoğurt, süt içerisine karıştırabilir, yemeklerinize ilave edebilirsiniz ya da internetten bulabileceğiniz çok sayıda tarifi uygulayabilirsiniz. Hem 2 yemek kaşığı yulaf kepeği alacağınız hem de kahvaltıda lezzetli ve besin değeri olan bir tarif veriyorum size.
" } ] }