Yulaf kepeği, buğdaygiller ailesine ait otsu bir bitki türüdür. İçeriğinde çözülebilir lifler bulunur ve bu lifler sağlık açısından oldukça faydalıdır. Yulaf kepeği, kan şekerini düzenleyici, kolesterolü düşürücü ve mide ile bağırsakları aktif şekilde çalıştırıcı etkisiyle bilinir. Ancak, günlük beslenme listelerinde yer verilmeyen ve özellikle kahvaltılarda tüketimi diğer ülkelere göre ülkemizde pek yaygın değildir. Yulaf, diğer tahıl ürünlerine göre oldukça yüksek değerlerde posa içerir. Ayrıca çinko, manganez, demir, tiamin, folat, niasin, E vitamini ve B grubu vitaminleri açısından mükemmel bir kaynaktır. Yulaf kepeğinin bünyesinde bulunan çözünebilir life betaglukan denir.

Ülkemizde Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgelerinde yetiştirilen yulaf kepeği, Haziran ayında çiçek vermeye başlar. Bitki, çiçek vermeye başladığında ve taneleri oluşmadan kesilmeye başlanır. Kesme işlemi, bitkinin yerden bir karış üstünden yapılır. Kesildikten sonra bitki demetlenerek kuruması için asılır. Kuruyan bitki incecik kıyılarak muhafaza edilir. Yulaf kepeği içeriği sayesinde vücut için son derece faydalıdır ve başta obezite olmak üzere birçok hastalığa karşı şifa amacıyla tüketilebilir.

Yulaf kepeğinin içeriğinde bulunan betaglukan su ile birleştiğinde jel kıvamına ulaşır. Bu jel, sağlık için inanılmaz bir reçetedir. Yulaf kepeğinin içindeki betaglukandan yani çözünebilir liften günlük 3 gram alabilmek için günlük 3 porsiyon yulaf kepeği tüketilmelidir. Yulaf kepeği tüketiminin vücut için herhangi bir zararı yoktur. Yetişkinlerin günde 30 gram kadar lif tüketmesi normaldir ve sağlık bu oranlarla olumlu yönde etkilenir. Yulaf kepeği, yoğurt, süt, meyve suyu ya da çorbalara ilave edilerek tüketilebilir. Ayrıca krep, ekmek gibi hamur işleri yapımında kullanılarak da tüketilebilir. Ünlü bir diyet programı olan Dukan diyetinin vazgeçilmez besinidir ve yerine koyulabilecek bir besin bulunmamaktadır. Kolesterol ve diyabet hastalığı olan ve tıbbi tedavi gören kişiler için yulaf kepeği kesinlikle ilaç yerine kullanılmamalıdır. Tüketimden önce bu hasta grupları mutlaka doktorları ile görüşmelidir.

Kolesterolün Düzenlenmesi: Betaglukan adlı madde, kanda kolesterolün düzenlenmesine yardımcı olan bir maddedir. Bu madde, kanda kolesterol oranını düzenleyerek, dolaylı yollardan kalp krizi riskini en aza indirir. Gün içinde 3 gram betaglukan tüketimi kolesterol seviyesinin yaklaşık %10 düşmesini sağlar. LDL yani kötü huylu kolesterolün kontrol altında olması genel sağlık durumu için önemlidir. Yulaf kepeği beslenme listelerine eklenerek vücuda alınan betaglukan, midede çözünerek jel kıvamına ulaşır. Midede oluşan jel, mide ve ince bağırsakta safra asidini kontrol altına alır ve dışkı yolu ile dışarı atılmasına yardımcı olur. Bu durum karşısında karaciğer tekrar safra üretebilmek için kanda bulunan kolesterolü kullanır. Bu sayede vücutta kolesterol seviyesi azalır.

Tokluk Hissi: 25 gram yulaf kepeği ortalama olarak 7 gram betaglukan içerir. Eczanelerde yulaf kepeğinin sıkıştırılması ile elde edilen 3'er gramlık poşetler halinde hazırlanmış ürünler %100 doğaldır ve beslenme desteği olarak gönül rahatlığı ile kullanılabilir. İçeriğinde yer alan yüksek orandaki lif, bağırsak ve mide fonksiyonlarını düzenleyici etkiye sahiptir. Bu durum, kişinin uzun süre açlık hissetmemesine ve kilo kontrolü sağlamasına yol açar.

Kan Şekerini Düzenler: Yulaf kepeği içeriği sayesinde şeker hastaları için de mükemmel bir besin kaynağıdır. İçeriğinde yer alan betaglukan adlı madde, bağırsaklarda hızla emilen karbonhidratı jel kıvamındaki yapıda hapseder ve bu sayede vücutta şeker emilimi azalır. Bu durumda vücuda fazladan insülin gerekmez. Özellikle Tip 2 diyabet hastalarında yulaf bakımından zengin bir beslenme menüsü, kan şekerini ayarlamak için faydalı olur. Kahvaltıda kan şekerini ayarlayan yulaf tüketimi, gün içinde kan şekerini kontrol etmeye yardımcı olur.

Bağırsak ve Mide Sağlığını Korur: Yulaf kepeğinin bünyesinde barındırdığı betaglukan adlı çözünebilir lif, mide ve bağırsakta jel kıvamına ulaşarak safra asidinin bağlanmasını sağlar. Bu sayede şeker emilimi gecikir. Dolayısıyla sindirim sistemi ve bağırsak sağlığını korur.